Tags:

Yenilikçi, marka kimliğiyle uyumlu ve müşteri deneyimine odaklı restoran iç mekanlarına imza atan Kontra, kullanıcıların kendilerini özel hissedecekleri, motive olabilecekleri ve sosyal hayatlarının parçası haline getirebilecekleri ‘Love Brand’ler yaratıyor…

Türkiye’nin ve dünyanın önemli kentlerinde iç mekan tasarımlarına imza atan Kontra, restoran projelerinde marka kimliğinden yola çıkarak dekorasyondan logoya, menüden servis personellerinin apronlarına kadar tüm detayların uyum içerisinde planlanmasına özen göstererek aslında mekanı değil müşteri deneyimini tasarlıyor. Restoran müşterilerinin önlerine servis edilen yemekler kadar iç mekan tasarımından da önemli ölçüde etkilendiklerinin bilincinde olan Kontra, kullanıcıların kendilerini özel hissedecekleri, motive olabilecekleri ve sosyal hayatlarının parçası haline getirebilecekleri ‘Love Brand’ler yaratıyor.

Restoran iç mekan tasarımlarının, marka kimliğiyle örtüşen bütüncül detaylarla birlikte kullanıcıların yeme alışkanlıklarını ve deneyimlerini etkilediğini, hatta ne yemek istediklerini ve yeme hızlarını bile belirleyebildiğini vurgulayan İç Mimar Gülşah Cantaş, bu nedenle planlanma sürecinde işverenlerini farklı deneyimler yaratmaya yönlendirdiklerini belirtiyor ve ekliyor: “Deneyim endüstrisi çağında yaşıyoruz. Restoran tasarımlarında yaptığımız iş öncelikle mekandaki deneyimi tasarlamak. Bunu da sırf mekanı değil, tüm markayı ele alarak yapıyoruz.

Müşteriyi yenilik odaklı yönlendiren Kontra, ilk olarak ihtiyaç programını tanımlayıp, bu program üzerinden mekanın içindeki bar, mutfak ve servis alanlarının doğru akış ve çözümlemelerini kendi vizyonu ile sunuyor ve deneyim endüstrisi çağına uygun olarak alternatif çözümler üretiyor.

İç Mimar Gülşah Cantaş, kullanıcıların restoran ile ilgili deneyimlerini başkalarına aktarmalarını sağlamanın en önemli koşulunun onlara hakkında konuşabilecekleri materyaller sağlamak olduğunu dile getiriyor ve ekliyor: “Restoran tasarımlarında kullanıcıların kendilerini özel hissedebilecekleri, marka ile motive olabilecekleri, sosyal hayatlarına ekleyebilecekleri deneyim mekanları tasarlamak çok önemli. Restoranın kullanıcı ile iletişim kurmasının en önemli yolu ise yalnız iç mekan tasarımının değil, kurumsal kimliğin, tabakların, logonun birbirinden referans alarak aynı dili konuşmasını sağlamaktan geçiyor.

Restoran iç mekanlarında renk kullanımının önemli bir misyon taşıdığını vurgulayan Gülşah Cantaş, renk seçimlerinde mekanın fonksiyonunun ve konseptinin en önemli kriterler olduğunu vurguluyor: “Fast food markaları için daha dinamik renkler, parlak ışıklar ve döşemesi sert sandalyeler ile küçük masalar kullanırken fine dining’lerde sakin renkler, rahat oturmalar, loş ışıklar ve büyük masalar kullanmayı tercih ediyoruz. Pudra renk kombinasyonları, doğal ve açılmış meşeler ve huşlar ile mekan algısı ferahlatılırken güneş enerjili masa üstü aydınlatmalar ile tasarıma sıcaklık da katılıyor.”

Kontra’nın bu yaklaşımla, markanın üstün kalite ve lüks arayışlarıyla biçimlenen karakterini tüm iç mekanda hissedilir kıldığı projelerinden biri de New York, Hong Kong ve Londra’dan sonra İstanbul, Zorlu Center’da da şube açan ünlü Morini. Köklü restoran zincirinin geleneksel marka kimliğine sadık kalınarak mekandaki tüm detaylar elegan bir konfor arayışı ile Kontra’nın mükemmeliyetçi çizgisini yansıtıyor. Doğal taş, ahşap ve pirinç gibi malzemelerle tasarlanan mobilya ve aydınlatma tasarımları Morini’ye özel olarak Kontra tarafından tasarlanmış. Kontra’nın tavanda ayna ve pirinç malzemelerle yorumladığı motifler Morini’nin yemek salonunda görkemli bir atmosfer elde edilmesini sağlamış.

Kontra’nın EAA-Emre Arolat Architects ile birlikte tasarladığı çağdaş ve lüks şehir oteli St. Regis bünyesinde yer alan St Regis Brassarie ise Nişantaşı bölgesinin 1930’lu yıllardan kalma Art Deco ruhunu ve modernizmin inovatif tavrını yansıtıyor. Mermer, pirinç ve ceviz gibi malzemelerin kullanımı, markanın ‘ağırbaşlı lüks’ ve ‘zamansız zerafet’ felsefesiyle özdeşleşmiş.

Türkiyedeki ilk mağazası Kontra tarafından Kanyon’da tasarlanıp uygulanan, Amerika’nın ünlü gurme zincir markası Dean & Deluca, misafirlerini yemekleri ve ürünleri ile etkilediği kadar şık ve işlevsel mağaza tasarımı ile de rahat ettirmeyi amaçlıyor. Dean & Deluca Kanyon’un tasarımında da mağazanın fonksiyonuna göre hareket eden Kontra, mağazanın sembollerinden biri olan paslanmaz çelik raf sistemlerini kullanarak görsel bir zenginlik yaratırken yine paslanmaz çelikten yapılan tavan panelleri ile görsel bütünlüğü tamamlamış. Tasarımda markanın kurumsal kimliğini referans noktası olarak ele alan Kontra, duvarlarda beyaz seramik tercih ederken zemin ve tezgah üstlerinde beyaz mermer kullanarak mekan algısını ferahlatmış. Yaratılan bembeyaz strüktür, Kontra tasarımı masa sandalye ve sedirlerde kullanılan masif meşenin verdiği sıcaklık ile dengelenmiş.